Filminin 2 Ekim itibariyle çıkması bloga kitabının yorumunu girmem için sinyalleri verdi.

"Çok uzun zamandan beri okuduğum en iyi kitap. Zeki, eğlenceli ve gerilim dolu. Marslı, bir romandan isteyebileceğiniz her şeye sahip."
-Hugh Howey, Wool serisinin yazarı-

"Sürükleyici… Defoe'nun Robinson Crusoe'su sanki daha zeki biri tarafından yazılmış gibi."
-Larry Niven, Hugo, Nebula ve Locus ödüllü Halka Dünya romanının yazarı-

"Bu kitap tam da benim gibi okuyucuların seveceği türden."
-John Scalzi, Yaşlı Adamın Savaşı serisinin Hugo ve Locus ödüllü yazarı-

"Andy Weir'in yazdığı Marslı şimdiye kadar okuduğum en iyi bilimsel bilimkurgu romanı. Bu romanı -başka bir kitap hakkında hiç böyle bir şey söylemedim- edebi anlamda da elden bırakmak mümkün değil." 
-Dan Simmons, Hugo ödüllü Hyperion serisinin yazarı-

"Marslı aklımı başımdan aldı!"
-Ernest Cline, Başlat romanının yazarı-

"Aksiyon ve uzay macerasının kusursuz bir karışımı."
-Library Journal-
(Tanıtım Bülteninden)

Yaşadığı hayattan ve karısı Helena'dan bunalan Alfie, onca yıllık hayat arkadaşını özgür ruhlu bir telekız olan Charmine için terk eder. Tüm hayatını mantık silsilesi içerisinde kurmuş olan Helena ise bu dakikadan sonra her şeyi boş verip, dolandırıcı bir falcının söylediklerini uygulamaya başlar. Bu çiftin kızı Sally ve onun kocası Roy'un ise çatırdayan evlilikleri onlarınkinden çok farklı değildir. İkisi de mutsuz olan bu ikiliden Sally sanat galerisi sahibi olan çekici patronu Greg'e aşık olurken, yazar kocası Roy ise umudu gizemli bakışlara sahip Dia adındaki bir kadında bulacaktır...
Woody Allen kamerasını yine çok sevdiği bir konuya çatlayan ailevi ilişkilere ve neresinden tutsanız elinizde kalacak ikili birlikteliklere çeviriyor. Senaryosu da yönetmene ait olan filmin başrollerini Anthony Hopkins, Gemma Jones, Freida Pinto, Antonio Banderas, Naomi Watts ve Josh Brolin paylaşıyor.


Hayatımda ilk defa bu tarz bir film izledim sanırsam.Filmi asıl izleme sebebim içinde Theo James'in bulunuşuydu. Çünkü bir arkadaşımla birlikte gerçekten oyunculuğunu beğendiğimiz kişilerden.

OYUNCULAR
Anthony Hopkins- Kuzuların Sessizliği,Hannibal,Thor,Nuh'un Gemisi...
Gemma Jones- Harry Potter serisi,Bridget Jones'un günlüğü serisi,Jane Eyre (1997)...
Freida Pinto- Maymunlar Cehennemi...
Antonio Banderas- Cehennem Melekleri 3,Spy Kids serisi, Frida...
Naomi Watts- Kuralsız,Birdman,Halka...
Josh Brolin- Yenilmezler 2 ,Everest...

Dünyanın düzeni yaşanan bir kaos sonrası tamamen değişmiştir. Uygarlık tarihi ile tamamen bağları kopartılmış yeni nesiller yetiştirmek için, "Yaşlılar" adı verilen bir grup yeryüzündeki renk, din, düşünce gibi farklılığı tanımlayacak tüm sıfatları ortadan kaldırırlar. Artık dünya sadece siyah ve beyazdır; dümdüz, denizler, dağlar, engeller yoktur. Sadece güneşin açtığı tek tip iklim vardır. İnsanların aile bireyleri dışında birbirlerine dokunmaları, yalan söylemeleri, dili yanlış kullanmaları ve sınırlar dışına çıkmaları yasaktır. Dahası hiç kimsenin duyguları, hissiyatları ve anıları yoktur. Böyle bir düzen içerisinde ergenliğini tamamlayıp, yaşıtları gibi hayatta kendisine verilecek görevi bekleyen Jonas, ummadığı bir sürprizle karşılaşacaktır...  Yönetmenliğini Phillip Noyce'un üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda genç isim Brenton Thwaites başrolü üstlenirken, Jeff Bridges, Meryl Streep, Katie Holmes ve Alexander Skarsgård ona eşlik eden deneyimli isimler.


Fragman
Kitap yorumum 



Oyuncu kadrosu  ''bence ''müthiş.Meryl Streep daha önce benim izlediğim Into the Woods,okumak istediğim serinin filmi Talihsiz Serüvenler Dizisi, Şeytan Marka Giyer gibi filmlerde oynamıştı.Brenton Thwaites (Jonas) Malefiz'deki yakışıklımız (Yaşına göre çok küçük göstermiyor mu ?) Cameron Monaghan (Asher) Shameless'teki Ian ve daha bir çok ünlü dizi ve filmde oynamış.Taylor Swift'i de hepiniz tanıyorsunuzdur büyük ihtimalle.



-Asher'a bakar mısınız : Anlat kanka ben dinliyorum-


Film beni çok etkiledi.Kitaptaki duyguları hemen hemen aktardı diyebilirim.İzledikten sonra düşündüren filmleri seviyorum ve Seçilmiş de bunlardan biri.Zaten önerdiğim bir arkadaşım da çok beğendi iki defa izledik :D Film ve kitaplar ile ilgili tanıtımın dışında bilgi vermek hep spoilera girer diye düşünüyorum.Bu yüzden çok detay vermekten kaçınıyorum.Film güzeldi.Sonu için de kitapta düşündüklerimin aynısını düşünüyorum.Yine havada bırakılmış.Ama uyarlama olduğu için bu normal tabii ki.

Şimdi üzücü bir kitap yorumuyla karşınızdayım :)
Kızıl Yükseliş çıktığı andan itibaren herkesin dilinde.Bunun en büyük nedeni ciltli versiyonunun fiyatı olsa da, kitabın büyük bir hayran kitlesi mevut.

Blogumda ilk defa bir Türk filminin yorumu paylaşacağım şimdi.Ama üzülerek söylemek istiyorum ki her Türk filmini sinemada izleyişimde verdiğim paraya acıyorum.

Bugün size ne yazık ki çok gecikmiş yorumumu yayınlayacağım.Kitabı okuyalı 3 ay oldu sanırım ama yine de yorumunu gireceğim.Bundan sonra da yorumlar hızlı hızlı gelecek.

Bu kitabı bu kadar geç keşfettiğim için kızıyorum kendime öncelikle.Çünkü çocuk kitabı olarak basılmış ve çocukken okusaydım bana biraz daha fazla katkısı olabilirdi.Kitap gelecek zamanda bir ütopyada geçiyor.Distopya türünde ancak  biraz fantastiğe giriyor.

"Jonas." İlk başta fısıldıyorlardı. Zorlukla duyuluyordu, sesleri bastırılmıştı. "Jonas, Jonas."
Sonra daha yüksek sesle ve hızla devam etti.
"JONAS. JONAS. JONAS."
Adının bir ağızdan söylenmesinden, Jonas, topluluğun kendisini ve yeni görevini benimsediğini, yeni bebek Caleb'e verdiği gibi kendisine de yaşam verdiğini biliyordu. Göğsü minnet ve gururla kabarmıştı.