Satranç - Kitap

03:03


Tür: Roman
Goodreads Puanı: 4.27 (27.635 oy)
Orijinal Adı: Schachnovelle
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Çeviri: Ahmet Cemal
Basım Yılı: 2012
Sayfa Sayısı: 77



Stefan Zweig, çok geniş bir psikoloji birikimini eserlerinde bütünüyle kullanmış ender yazarlardandır. Onun dünya edebiyatında bir biyografi yazarı olarak kazandığı haklı ünün temelinde de bu özelliği, yani yazarlığının yanı sıra çok usta bir psikolog olması yatar. 


Satranç, Zweig'ın psikolojik birikimini bütünüyle devreye soktuğu bir öyküdür ve bu öykünün baş kişileri, tamamen yazarın biyografilerinde ele aldığı kişileri işleyiş biçimiyle sergilenmiştir. 

Zweig ölümünden hemen önce tamamladığı birkaç düzyazı metinden biri olan Satranç'ı kaleme aldığı sırada, karısı Lotte Zweig ile birlikte göç ettiği Brezilya'da yaşamaktaydı. Satranç'ta da, olay yeri olarak New York'dan Buenos Aires'e gitmekte olan bir yolcu gemisini seçmiştir. Bu gemide tamamen rastlantı sonucu karşılaşan üç kişi: yeni dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic, sıradan bir satranç oyuncusu olan anlatıcı ve bir zamanlar çok usta bir satranç oyuncusu olan, ama hayli zamandır satrançtan uzak kalmış bulunan Dr. B., öykünün aktörleridir.


''Dizleri titremeye başladı: BİR KİTAP! Dört aydır elime kitap almamıştım ve içinde insanın ard arda sıralanmış sözcükler, satırlar, sayfalar ve yapraklar görebileceği, başka, yeni, şaşırtıcı düşünceleri okuyabileceği, tanıyabileceği, beynini alabileceği bir kitabın hayali bile insanı hem coşturuyor hem de uyuşturuyordu.''



Sonunda yalnızdım ve artık asla yalnız olmayacaktım!


Can Yayınları'nın kapağı


ve

ve





Satrancın çekiciliği tek bir şeyden kaynaklanır; stratejinin farklı beyinlerde farklı biçimlerde gelişmesinden.



Dar karenin içinde özel ustalar yaratır satranç.

*
Aslında bu kitap hakkında bahsedeceğim pek bir şey yok.Stefan Zweig'le tanışma kitabımdı.Gerçekten çok beğendim.Psikolojik açıdan çok güzel yerlere değinilmiş..Okuduktan sonra biraz Zweig'i araştırıp kitabı çok daha iyi anlayabilirsiniz.

Olaylar gözünüzün önünde çok rahat canlanıyor, ne yaşanırsa gerçekten onu hissediyorsunuz.Bazı cümleleri tekrar tekrar okuyorsunuz ve her okumada başka bir kılığa bürünüyorlar.

İnce ince işlenmiş harika bir eser.

Dediğim gibi diyecek çok bir şey yok.Bu muhteşem alıntıları sizlerle paylaşmak istedim.


*
Ancak her ne kadar maddeye bağlı değil gibi görünseler de, düşünceler bile bir dayanağa gereksinim duyarlar, aksi durumda öteye beriye çark etmeye ve anlamsız bir şekilde kendi etraflarında dönmeye başlarlar; düşünceler de hiçliği kaldıramaz.
*
İnsan kendisini ne kadar sınırlarsa o kadar yakınlaşır sonsuzluğa; bilhassa da dünyaya sırt çevirmiş gibi görünen insanlar, kendilerine has maddelerle termitler misali tuhaf ve kesinlikle eşsiz bir dünya maketi inşa ederler.


*
"Yeryüzünde beni sorgulamayan, bana işkence yapmayan bir insan var mıydı gerçekten?"
*
Fakat sonuçta düşüncelerin de, ne kadar herhangi bir özden yoksunmuş gibi görünürlerse görünsünler, bir destek noktasına ihtiyaçları vardır, aksi taktirde dönmeye ve anlamsız bir biçimde kendi etraflarında çember çizmeye başlarlar; onlar da hiçliğe dayanamazlar. İnsan bir şey bekliyordu ve hiçbir şey olmuyordu. İnsan bekliyor, bekliyor, bekliyordu ve hiçbir şey olmuyordu. İnsan tekrar tekrar bekliyordu. Hiçbir şey olmuyordu. İnsan bekliyor, bekliyor, bekliyordu, düşünüyor, düşünüyordu,şakakları ağrımaya başlayana kadar düşünüyordu. Hiçbir şey olmuyordu. İnsan yalnız kalıyordu. Yalnız. Yalnız.

Bu da Zeplin Yayınları'nın kapağı


Kitap pek çok farklı yayınevinde basıldı.


Görüşmek üzere!




You Might Also Like

0 comments

çok tıklanan postlarım

Subscribe

Bumerang - Yazarkafe