Tür: Realistik Kurgu
Goodreads Puanı: 4.35 (148035 oy)
Orijinal Adı: Aristotle and Dante Discovers the Secrets of the Universe
Yayınevi: April Yayınları
Çeviri: Çiçek Ağgez
Yayınlanma Yılı: 2012
Sayfa Sayısı: 376
“Kuşlar bize gökyüzüyle ilgili bir şeyler öğretmek için
varlar.”
“Buna mı inanıyorsun?”
“Evet.”
varlar.”
“Buna mı inanıyorsun?”
“Evet.”
*
Gençlik insanın kendini keşfetmeye başladığı, büyülü bir çağdır. Abisi hapiste olan, içinde tanımlayamadığı bir öfke barındıran Aristo, bir gün havuzda Dante adında bir yaşıtıyla tanışır. Her ikisini de değiştiren, dönüştüren bir sürecin ilk adımıdır bu tanışma. Sonrasında hayat, kimlik, büyümek, “ışık kirliliği olmadan” yıldızları izler gibi bir arkadaşlığı tüm safl ığıyla sürdürmek onları birbirine yakınlaştıran esas bağ olur. Aristo ve Dante Evrenin Sırlarını Keşfediyor, korkmadan, çekinmeden, hayatını kendisi olarak gizlenmeden yaşamak isteyenler için yazılmış bir kitap. Daha önce başka yapıtlarıyla PEN/Faulkner ve American Book ödüllerini kazanan Benjamin Alire Sáenz, Aristo ve Dante Evrenin Sırlarını Keşfediyor ile Printz Honor Book, Stonewall, Pura Belpre ve Lambda Literary ödüllerinin de sahibi oldu. Aynı adlı serinin ilk kitabı olan Aristo ve Dante Evrenin Sırlarını Keşfediyor’u okuyanlar, bir anlamda kendi evrenlerinin sırlarını keşfediyor.
"Bazen babamın yaralı olduğunu düşünüyorum. Kalben. Zihnen. Baştan ayağa. "
"Şiirlerin insanlara benzediğini düşündüm. Bazı insanlarla daha baştan iyi anlaşıyordunuz. Bazılarını anlayamıyordunuz ve asla da anlamayacaktınız."
Annemle babam el ele tutuştular. Birisinin elini tutmanın nasıl hissettirdiğini merak ettim. Evrenin tüm gizemlerinin bazen birinin elinde bulunabileceğine emindim.
Merhaba! Babil Mekan'da oturup okumak için kısa bir kitap arıyordum ve rafta Aristo ve Dante Evrenin Sırlarını Keşfediyor'u buldum.O an bitiremesem de PDF indirmem farz olmuştu.Şu alıntıların güzelliğine bakar mısınız?Bunlar buz dağının sadece görünen kısmı.Çok güzel,umut dolu bir kitaptı.Aristo ve Dante'nin insanın içini ısıtan dostluğunu okumak çok zevkliydi.Üzücü kısımları da var ama olsun.Bugünlerde hangi kurgu kalbimizi kırmıyor ki (Once Upon a Time bugün final yaptı da ondan böyle konuşuyorum)?Bana ara ara Saksı Olmanın Faydaları'nı anımsattı ama mekanlar ve olaylar bakımından cidden alakası yok.2018'in favorilerine girdi.Hepinize şiddetle öneriyorum.
"Kimseyle konuşasım yoktu. Kendimle konuşasım vardı."
Görüşmek üzere!
If you want English translation add comment.
Tür: Dünya Roman
Goodreads Puanı: 4.1 (1390 oy)
Orijinal Adı: Histoire d'une déchéance
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Çeviri: Regaip Minareci
Yayınlanma Yılı: 1910
Sayfa Sayısı: 56
Uyanmak dahi tek başına acı veriyordu.
*
Bu son derece çarpıcı çöküş öyküsü, XV. Louis döneminde Fransız sarayında epey etkili olmuş aristokrat bir kadının gerçek yaşamına dayanır. Madame de Prie günün birinde gözden düşer ve kral tarafından Normandiya’ya sürülür. İktidar sahibi ve ilgi odağı olduğu hareketli ve eğlenceli Paris günlerinden sonra, ne kadar süreceği belli olmayan, kendisiyle baş başa kalacağı bir sürgün dönemi beklemektedir onu. Ancak iktidar savaşları, entrika ve eğlenceden ibaret boş saray hayatı varoluşuna anlam katan tek şeydir. Hem kendini hem çevresindekileri sürekli kandırma eğilimindeki bu sığ ve kibirli kadın, malikânesinde gösterişli eğlenceler düzenleyerek Paris’teki hayatını yeniden canlandırmaya çalışır. Giderek mantıklı düşünme yetisini bütünüyle yitiren Madame de Prie, yeniden bütün dikkatleri üzerine çekebilmek için inanılmaz bir plan yapar.
Özlediği ünü, ölümüyle sağlamaya çalıştığı unutulmazlığı adının arkasına ekleyemedi; onun ölümü, önemsiz olayların tozunun toprağının altında kaldı. Çünkü tarihin akışı, zorlanmaktan hoşlanmaz
Güzel olup olmadığını Paris’teyken pek sormazdı. Onun aynası, hayranı olan erkeklerin ateşli bakışlarındaydı.
Yattığı yerde gözlerini önüne dikmiş bekliyordu, sonunda konsolun üzerindeki saat, saat başını vurdu. Ama saatler çok inatçıydı, söverek, yalvararak, altın vererek onları hızlandırmak olanaksızdı, uykulu adımlarla turlarını tamamlıyorlardı.
*
Tekrardan merhabalar!Yine Stefan Zweig ve yine etkileyici yine okuyucuyu göçerttikçe göçerten bir eseri... Üstelik gerçek bir hikayeymiş.Zweig karakterlerin ruhsal durumlarını betimlemede muhteşem.Kısacık kitapta karakteri sanki yıllarca tanıyormuş hatta o karakter sizmişsiniz gibi hissedebiliyorsunuz.Güvendiği dağlara kar yağan,çaresizliğin ortasında kalan bir kadının,cidden bir çöküşün öyküsü.Yalnızlık ve değer görme isteği...
Bu arada tarihsel açıdan da oldukça etkileyici mekanlar ve tipler vardı.Söz konusu Stefan Zweig olunca bunları da kolaylıkla gözünüzde canlandırabiliyordunuz tabii.Tarzıma pek uygun olmasa da kusuru olmayan bir eserdi.Okumanızı öneriyorum ve keyifli okumalar diliyorum.
*
Günden ne bekliyordu ki titrek, ağır adımlarıyla sessizliği durmadan kat eden saatine böyle huzursuzluk içinde bakıyordu?
Görüşmek üzere!
If you want English translation add comment.
Referanslar
Tür: Bilim Kurgu
Goodreads Puanı: 4.09 (9514 oy)
Orijinal Adı: Improbable
Yayınevi: April Yayınları
Çeviri: Şirin Yener
Yayınlanma Yılı: 2006
Sayfa Sayısı: 464
"Yüzyıllardır oynanmasına rağmen hiçbir seyirci sahneye fırlayıp Romeo'nun zehirli iksiri içmesine engel olmamıştır. Sonunda geminin batacağı bilindiği halde Titanic defalarca izlenmiştir. Bitecektir korkusuyla aşktan kaçarsan hayattan hiçbir tat alamazsın. Çünkü Romeo ölmeli, Titanic batmalı, ama aşk her şeye rağmen yaşanmalı."
*
Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünerek uyandınız. Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu sadece bir tesadüf mü, yoksa çok daha farklı bir anlamı olabilir mi? Siz hiç Lotoda büyük ikramiyeyi kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli! Onlar sizden daha mı şanslılar?
Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün parayı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı?
Yolda gidiyorsunuz. Kafanızı çevirip yandaki küçük parka baktınız ve bir anda bu anı daha önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet, Deja Vu. Sizce nedir Deja Vu; Geçmiş mi, rüya mı yoksa geleceği mi görüyorsunuz? Eğer siz de kontrolün kimde olduğunu merak ediyorsanız, OlasılıkSız tam size göre bir roman..
Aslında, eğer bir şeyi yapabileceğini düşünürsen, bu mümkün olmasa bile yapabildiğini görürsün.Eğer yapamayacağını düşünürsen, o zaman çoğunlukla yapamazsın, çünkü yapmayı denemezsin bile.
"Geleceği tahmin etmek imkansızdır. Ama şimdiki zamanı çok iyi bilirsen geleceği kontrol edebilirsin."
"Kararlar doğru veya yanlış değildir. Kararlar karardır. Sen, sana göre en iyisini seç."
*
Merhabalar! Bu kitabı okumayan yoktur diye düşünüyorum.Sık sık okuduğum fantastik ve distopyanın dışına şu sıralar bolca çıktım.Konusu hakkında pek bir bilgim yoktu.Arka kapakta ne okuduysam öyle başladım ki blogu eskiden beri okuyanlar bilir ,kitapların konularından da bahsetme huyum pek yoktur.
Matematikte hiç iyi olmasam da ilgimin olduğunu söyleyebilirim.Bu kitapta da teorilere ve -adına uygun- olasılık hesaplarına değinilmesi oldukça hoş ve şaşırtıcı olmuştu.Bunun yanında aksiyonu da bolca görebilirsiniz.
Akıcılıktan bir sayfa bile uzaklaşmayan,2018 favorilerime girebilecek bir eserdi.Tavsiye ederim.
*
Beynindeki ses; vicdanı olarak bildiği ses, onu azarladı.
Sana bunu nasıl yapabiliyor?
- İkimizin de istemediği hiçbir şeyi yapmıyor.
Öyle mi? Aynaya bir baksana! Kafanı kazımayı istedin mi? Kafa derine yuvarlaklar çizilmesini istedin mi?
- Kes artık. O beni seviyor, ben de onu seviyorum. Ayrıca, sona iyice yaklaştık...
Yaklaşan tek şey senin ölümün. İlaçlar seni öyle bir etkiledi ki, daha şimdiden günün yarısında uyuyorsun. Yemek yemiyorsun artık, bir deri bir kemik kaldın. Dur, çok geç olmadan dur. Yalvarıyorum sana.
- HAYIR. Artık benim de bir sevgilim var ve mutluyum. Neden beni rahat bırakmıyorsun?
"Yüzyıllardır oynanmasına rağmen hiçbir seyirci sahneye fırlayıp Romeo'nun zehirli iksiri içmesine engel olmamıştır. Sonunda geminin batacağı bilindiği halde Titanic defalarca izlenmiştir. Bitecektir korkusuyla aşktan kaçarsan hayattan hiçbir tat alamazsın. Çünkü Romeo ölmeli, Titanic batmalı, ama aşk her şeye rağmen yaşanmalı."
*
Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünerek uyandınız. Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu sadece bir tesadüf mü, yoksa çok daha farklı bir anlamı olabilir mi? Siz hiç Lotoda büyük ikramiyeyi kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli! Onlar sizden daha mı şanslılar?
Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün parayı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı?
Yolda gidiyorsunuz. Kafanızı çevirip yandaki küçük parka baktınız ve bir anda bu anı daha önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet, Deja Vu. Sizce nedir Deja Vu; Geçmiş mi, rüya mı yoksa geleceği mi görüyorsunuz? Eğer siz de kontrolün kimde olduğunu merak ediyorsanız, OlasılıkSız tam size göre bir roman..
Aslında, eğer bir şeyi yapabileceğini düşünürsen, bu mümkün olmasa bile yapabildiğini görürsün.Eğer yapamayacağını düşünürsen, o zaman çoğunlukla yapamazsın, çünkü yapmayı denemezsin bile.
"Geleceği tahmin etmek imkansızdır. Ama şimdiki zamanı çok iyi bilirsen geleceği kontrol edebilirsin."
"Kararlar doğru veya yanlış değildir. Kararlar karardır. Sen, sana göre en iyisini seç."
*
Merhabalar! Bu kitabı okumayan yoktur diye düşünüyorum.Sık sık okuduğum fantastik ve distopyanın dışına şu sıralar bolca çıktım.Konusu hakkında pek bir bilgim yoktu.Arka kapakta ne okuduysam öyle başladım ki blogu eskiden beri okuyanlar bilir ,kitapların konularından da bahsetme huyum pek yoktur.
Matematikte hiç iyi olmasam da ilgimin olduğunu söyleyebilirim.Bu kitapta da teorilere ve -adına uygun- olasılık hesaplarına değinilmesi oldukça hoş ve şaşırtıcı olmuştu.Bunun yanında aksiyonu da bolca görebilirsiniz.
Akıcılıktan bir sayfa bile uzaklaşmayan,2018 favorilerime girebilecek bir eserdi.Tavsiye ederim.
*
Beynindeki ses; vicdanı olarak bildiği ses, onu azarladı.
Sana bunu nasıl yapabiliyor?
- İkimizin de istemediği hiçbir şeyi yapmıyor.
Öyle mi? Aynaya bir baksana! Kafanı kazımayı istedin mi? Kafa derine yuvarlaklar çizilmesini istedin mi?
- Kes artık. O beni seviyor, ben de onu seviyorum. Ayrıca, sona iyice yaklaştık...
Yaklaşan tek şey senin ölümün. İlaçlar seni öyle bir etkiledi ki, daha şimdiden günün yarısında uyuyorsun. Yemek yemiyorsun artık, bir deri bir kemik kaldın. Dur, çok geç olmadan dur. Yalvarıyorum sana.
- HAYIR. Artık benim de bir sevgilim var ve mutluyum. Neden beni rahat bırakmıyorsun?
Her şey o kadar tanıdıktı ki.Elinin altındaki soğuk metal kol,başının üstündeki pek de parlak olmayan floresan lamba,çevreyi sarmış olan antiseptik alkol ve ilaç kokusu.Birden çok yoğun duygular hissetti ve kendini...Neydi bu duygu?Öngörü müydü?Psişik miydi?
Görüşmek üzere!
çok tıklanan postlarım
-
Tür: Klasik Goodreads Puanı: 2.18 (11 oy aajgklsg) Yayınevi: Tema Yayınları Basım Yılı: 2011 Sayfa Sayısı: 159 Safve...
-
Selam!5.Dalga'yı okuduktan sonra Sonsuz Deniz ile devam edeceğimi söylemiştim.5.Dalga yorumum için tık tık . Tür: Distopya B...
-
Kurucunun Kızı şu sıralar blogger ve bookstagram camiasında ünlü olan bir kitap.Açıkçası sadece yayınevinden dolayı bir kitabı satın alma...
-
Tür: Çocuk Goodreads Puanı: 4.27 (711.517 oy) Orijinal Adı: Le Petit Prince Yayınevi:Can Yayınları Çeviri: Cem...