Bir Çöküşün Öyküsü - Kitap
03:05
Tür: Dünya Roman
Goodreads Puanı: 4.1 (1390 oy)
Orijinal Adı: Histoire d'une déchéance
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Çeviri: Regaip Minareci
Yayınlanma Yılı: 1910
Sayfa Sayısı: 56
Uyanmak dahi tek başına acı veriyordu.
*
Bu son derece çarpıcı çöküş öyküsü, XV. Louis döneminde Fransız sarayında epey etkili olmuş aristokrat bir kadının gerçek yaşamına dayanır. Madame de Prie günün birinde gözden düşer ve kral tarafından Normandiya’ya sürülür. İktidar sahibi ve ilgi odağı olduğu hareketli ve eğlenceli Paris günlerinden sonra, ne kadar süreceği belli olmayan, kendisiyle baş başa kalacağı bir sürgün dönemi beklemektedir onu. Ancak iktidar savaşları, entrika ve eğlenceden ibaret boş saray hayatı varoluşuna anlam katan tek şeydir. Hem kendini hem çevresindekileri sürekli kandırma eğilimindeki bu sığ ve kibirli kadın, malikânesinde gösterişli eğlenceler düzenleyerek Paris’teki hayatını yeniden canlandırmaya çalışır. Giderek mantıklı düşünme yetisini bütünüyle yitiren Madame de Prie, yeniden bütün dikkatleri üzerine çekebilmek için inanılmaz bir plan yapar.
Özlediği ünü, ölümüyle sağlamaya çalıştığı unutulmazlığı adının arkasına ekleyemedi; onun ölümü, önemsiz olayların tozunun toprağının altında kaldı. Çünkü tarihin akışı, zorlanmaktan hoşlanmaz
Güzel olup olmadığını Paris’teyken pek sormazdı. Onun aynası, hayranı olan erkeklerin ateşli bakışlarındaydı.
Yattığı yerde gözlerini önüne dikmiş bekliyordu, sonunda konsolun üzerindeki saat, saat başını vurdu. Ama saatler çok inatçıydı, söverek, yalvararak, altın vererek onları hızlandırmak olanaksızdı, uykulu adımlarla turlarını tamamlıyorlardı.
*
Tekrardan merhabalar!Yine Stefan Zweig ve yine etkileyici yine okuyucuyu göçerttikçe göçerten bir eseri... Üstelik gerçek bir hikayeymiş.Zweig karakterlerin ruhsal durumlarını betimlemede muhteşem.Kısacık kitapta karakteri sanki yıllarca tanıyormuş hatta o karakter sizmişsiniz gibi hissedebiliyorsunuz.Güvendiği dağlara kar yağan,çaresizliğin ortasında kalan bir kadının,cidden bir çöküşün öyküsü.Yalnızlık ve değer görme isteği...
Bu arada tarihsel açıdan da oldukça etkileyici mekanlar ve tipler vardı.Söz konusu Stefan Zweig olunca bunları da kolaylıkla gözünüzde canlandırabiliyordunuz tabii.Tarzıma pek uygun olmasa da kusuru olmayan bir eserdi.Okumanızı öneriyorum ve keyifli okumalar diliyorum.
*
Günden ne bekliyordu ki titrek, ağır adımlarıyla sessizliği durmadan kat eden saatine böyle huzursuzluk içinde bakıyordu?
Görüşmek üzere!
If you want English translation add comment.
Referanslar
0 comments