Metro 2033 - Kitap

07:11

Tür: Bilim Kurgu
Goodreads Puanı: 3.98 (26.072 oy)
Orijinal Adı: Метро 2033
Yayınevi: Panama Yayınları
Çeviri: Deniz Banoğlu
Yayınlanma Yılı: 2005
Sayfa Sayısı: 458
"Kim bir ömür boyu karanlığa bakacak kadar cesur ve kararlıysa, ilk umut ışığını o fark edecektir."
*

Moskova Metrosu'ndaki Sırrı Keşfetmeye Hazır mısınız? Rusya'da 1 Milyon Kişi Okudu, 25 Dile Çevrildi Haritalarıyla.

Yıl 2033...Nükleer savaş sonrası enkaz haline gelen dünyada insan soyu neredeyse tükenmiş, radyasyon yüzünden kentler yaşanamaz halde. Hayatta kalan birkaç bin kişi yeraltına, dünyanın en büyük nükleer sığınağı olan Moskova Metrosu'na sığınıyor. 

Burası insanoğlunun son kalesi.

Yeraltındakiler için en büyük tehlike Karaderililer. İstasyonlar mini devletlere bölünmüş. İdealler, dinler, temiz su filtreleri gibi nedenlerle bir araya gelmiş halklar. Duygular yerini içgüdülere bırakmış. 

Tek bir amaç var: Ne pahasına olursa olsun hayatta kalmak. 

Genç Artyom'a yaklaşmakta olan karanlık tehlikeye karşı halkı uyarması için Metro'nun kalbi, "Polis" istasyonuna gitme görevi verilir. Metro'nun kaderi belki de tüm insanlığın kaderi Artyom'un elindedir artık.

Moskova metrosu, romanda anlatıldığı gibi labirente benzer, büyüklüğü ve hatları tam olarak bilinmeyen bir gizemdir. Metroda, devlet ve gizli servislere ait yüzden fazla gizli yeraltı sığınağı bulunur. Sovyetler Birliği döneminde liderleri korumak ya da ülkeden kaçırmak için yapıldığı söylenen Metro-2, Moskova metrosunun bir parçası ve en ünlü efsanelerinden biridir. Esin kaynağı olduğu çok sayıda mit ve şehir efsanesi vardır. 

1979 Moskova doğumlu Dmitry Glukhovsky, 14-15 yaşlarında kafasında salt bir fikir olarak oluşturdu Metro 2033'ü. Gazeteci olarak Fas'tan Guatemala'ya, İzlanda'dan Japonya'ya kadar neredeyse bütün dünyayı dolaştı. Çernobil'de nükleer reaktörü filme almak için bölgedeydi. Kuzey Kutbu'ndan dünyada ilk kez canlı yayını gerçekleştirdi. Anadili Rusça'ya ek olarak İngilizce, Fransızca, Almanca, İbranice ve İspanyolca da bilmektedir. Metro-2033 kitabı ile 2007 yılında, Kopenhag'daki EuroCon yarışmasında, Avrupa Bilim Kurgu Topluluğu (the European Science Fiction Society) tarafından Teşvik Ödülü'ne (the Encouragement Award) değer görüldü. Bu kitaptan uyarlanan aynı adlı bir video oyunu da bulunmaktadır. 
Ölüm korkunç değil, korkunç olan onu beklemek.
İnsanı tek şey çıldırmaktan kurtarabilirdi: Bilmemek.
"Bir tek şunu söyle, sadece gördüğün ve hissettiğin şeylerle mi ilgilenirsin? Dünyanın sadece bunlarla sınırlı olduğuna gerçekten inanmıyorsun değil mi? Örneğin bir köstebek hiçbir şey görmez, doğuştan kördür. Ama köstebek görmüyor diye, bütün bu şeyler yoktur diyemezsin."
*
Bir gün yine arkadaşımla oyunlardan bahsederken konu kitabına geldi ve onun da önerisiyle kitabı öğrenmiş oldum.Konusu cidden ilgimi çekti ve genel olarak sağlam bir mekana oturtulmuştu ama ne yazık ki çok beğendiğim bir kitap olamadı.Bunun sebepleri aslında hiç de yazılışıyla alakalı değil.Orijinal dili Rusça ve Türkçe okumaya çalıştığınızda her türlü özel isimde boğuluyorsunuz.Özellikle istasyon isimleri.Kitabın içerisinde bir harita mevcut ve okurken onu da kullanmaya çalıştığınızda akıcılık bozuluyor.Aynı zamanda aksiyon dolu olmasına rağmen oldukça yavaş ilerleyen bir kitaptı.Gerçekçi olunmuş, siyaset ve tarih işin içine katılmış.Ne kadarı doğru bilemem sonuçta Rusya...Devamında ne olacağını merak etsem de devam edeceğimi düşünmüyorum ama kesinlikle başarılı bir kıyamet sonrası kitabıydı.Türün takipçilerinin beğenme ihtimali var.Siz benim yorumuma çok bakmayın.Kitabı bitirince ''Güzeldi'' hissine kapıldımsa da okurken ne kadar sıkıldığımı bir ben bir Allah bilir ☺
*
"İnsanlar zaman zaman kendi halklarının ya da ırklarının diğerlerinden daha üstün olduğuna inanırlar. Ama bu doğru değildir."
İnsanlar ona göre karmaşık bir makineydi; önce gıda ürünlerini yok eden sonra da bok üreten bir makine…

Görüşmek üzere!

You Might Also Like

0 comments

çok tıklanan postlarım

Subscribe

Bumerang - Yazarkafe