Mürebbiye

04:56

 


Tür: Dünya Klasik
Goodreads Puanı: 3.76 (382oy)
Yayınevi: İş Bankası Kültür
Yayınlanma Yılı: 1911
Sayfa Sayısı: 96
-
"Bir nebat gibi hafif varlıklarını neredeyse hissetmediğiniz iki yaşlı İngiliz hanımefendi vardı."
Mürebbiyeleri katı bir ahlak anlayışının kurbanı olurken, yetişkin dünyasının gaddarlığıyla tanışan iki masum çocuk; Como gölü kıyısındaki bir otelin dingin ortamında gözüne kestirdiği bir genç kıza imzasız aşk mektupları yazarak zalimce bir oyuna girişen görmüş geçirmiş beyefendi; Tirol Alplerinde küçük bir lokantada gençliğinin platonik aşkıyla karşılaşan, artık düşkün ve yaşlı olan bu adama yıllar öncesinden duyduğu gönül borcunu ödeme fırsatı bulan evli bir kadın; bir genç kızın yarı histerik şefkat arayışında ifadesini bulan susuzluktan kurumuş toprak ve sıkıntılı yağmur bekleyişi. Zweig bu öykü derlemesinde, dönüştürücü deneyimleri sağlam anlatılara dönüştürmekteki ustalığıyla yine insanın kusurlarını, özlemlerini, karşılaştığı engelleyici durumları empatiyle çözümlüyor.

"Haksız sayılmazsınız belki de. Gerçi ben anılara inanmam! Yaşananlar, bizi terk ettikleri saniyede yaşanmış, bitmiştir."

İçerisinde dört tane hikâye bulunuyor. Ben,kitaba da ismini veren baştaki “Mürebbiye” hikâyesi devam etmediği için biraz üzülmüştüm.Favorim o oldu.Masumiyeti,saflığı ve iyi niyeti hissedebiliyorsunuz. Başrolde çocukların olması ise bana çok tatlı gelmişti.Stefan Zweig olduğundan betimlemelerin güzelliğini, psikolojik tahlillerin etkileyiciliğini tahmin edebiliyorsunuzdur.Yine dünyayı anlamaya çalışan,sorgulayıcı bir üsluba sahip karakterler bulunuyordu. Hepsi güzeldi ancak bu küçük hikayeler Zweig’in diğer kitapları kadar yeterli gelmiyor insana.Ben tüm kitaplarını okumadım ama bu hikayeler bana çok kısa geldi. Tadı damağımda kaldı.Zweig’in daha iyi eserleri var ancak buna da bir şans verebilirsiniz.

"İki hafta boyunca kitap okumak, yürüyüşe çıkmak, hayal kurmak, rahatsız edilmeden uzun uzun okumak, iki hafta boyunca telefonsuz ve radyosuz yaşamak, konuşmak zorunda olmamak, bir anlamda rahatsız edilmeden kendim olmak istiyordum"
-
"Ne var ki o beni hiç farketmedi..."
-
"Günümüzde paradan, o lanet olası paradan başka bir şey geçerli değil, bir de yapabildiğiniz kadar reklam. Bunu yapamayan yok olup gidiyor."
-
"İnsana mutluluk kadar sağlık katan bir şey yoktur ve en büyük mutluluk da başka bir insanı mutlu etmektir."

"Ahlaken zayıf olanların her zaman bir mazereti vardır zaten. İlk önlerine çıkana kendilerini teslim ederler ve hiçbir şeyi düşünmezler. Sonra da Tanrı'dan medet umarlar."

Görüşmek üzere!



If you want English translation, add a comment.

For advertisement in my blog please mail kcecem@gmail.com
Reklam ve işbirlikleri için kcecem@gmail.com

You Might Also Like

0 comments

çok tıklanan postlarım

Subscribe

Bumerang - Yazarkafe